İL : İSTANBUL
TARİH : 25.10.2013
KONU : BİRLİKTE MUTLU YAŞAMAK MÜMKÜN
بِسْــــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَاءُ بَعْضٍ يَأْ مُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُقِيمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَيُطِيعُونَ اللهَ وَرَسُولَهُ اُولٰئِكَ سَيَرْحُمُهُمُ اللهُ اِنَّاللهَ عَزِيزٌحَكِيمٌ
وَقَالَ النَّبِىُّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ:اَلْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لاَيَظْلِمُهُ وَلاَيُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فَى حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللهُ فِى حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Değerli Cemaat
Kur’an-ı Kerim, kardeşlik duyguları içerisinde dayanışma amacıyla bir araya gelen kimseleri övmüş ve onlara Allah'ın rahmet edeceğini bir ayet-i kerimeyle müjdelemiştir: “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velisidir. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederler. İşte Allah bunlara merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Ayeti kerimede de bildirildiği gibi bir toplumda, zengin-fakir, amir-memur, işçi-işveren, bilen-bilmeyen kısacası tüm fertler kardeşlik bilinci, yardımlaşma ve dayanışma içerisinde yaşar ve hareket ederlerse, Yüce Allah’ın rahmetine nail olacaklardır. Nitekim ayet-i kerime’de:“Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler (in kapılarını) açardık…” buyrulmaktadır. Dolayısıyla kardeş olmak; sevinçte ve kederde beraber olmayı göze almak ve bunu her zaman ve zeminde göstermek demektir.
Kardeşlerim!
İnsanın sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürebilmesi için, toplum hayatına ihtiyacı vardır. Mutluluğu ve huzuru ise toplumun huzur ve mutluluğuna bağlıdır. Birlikte yaşamanın dinî, ahlakî ve örfî birtakım kuralları vardır. Toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın başarısı da bu kurallara uyulduğu ölçüde mümkündür. Bu kurallardan birisi de Kur’an’da belirtildiği gibi “Kötülük ve düşmanlıkta değil; iyilik ve güzellikte yardımlaşmak”tır. Müslümanların birbirleriyle yardımlaşma ve dayanışmaları, dinimizde inanç ve takva kardeşliğinin bir gereği olarak görülmektedir. İman ve takva ilkesinin yerleşebilmesi için de bu dayanışma gereklidir.
Sevgili Müminler!
En yakın komşumuzdan başlamak suretiyle evimizin ve iş yerimizin civarında bulunan herkesle iyi ilişkiler içinde olmalıyız. Onların her birisinin üzerimizde hakları bulunmaktadır. Komşu, inansın, inanmasın herkesi içine alır. Müslüman, en yakından başlamak üzere, bütün komşularına elinden gelen ilgiyi göstermelidir. O halde, kendimiz için istediğimizi komşularımız için de istemeli, Müslüman olmayan komşularımızı da gözetmeliyiz. Onlarla güzel geçinmeli, hiçbir şekilde rahatsız etmemeliyiz. Gizli sırlarını araştırmamalı, ihtiyaçlarını gidermeye çalışmalı, sevinç ve kederlerine ortak olmalı, her hususta yardımlarına koşmalı, incinsek de incitmemeliyiz.
Aziz kardeşlerim bu konuda bir hadis-i şerif bizlere şöyle hatırlatmada bulunmaktadır: “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu darda bırakmaz. Kim kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim Müslüman’ın bir sıkıntısını giderirse Allah da onun Kıyamet gününde bir sıkıntısını giderir. Kim Müslüman’ın ayıbını örterse Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter.”
İstanbul Müftülüğü Hutbe Komisyonu
|