Fetva Konuları
HAC ve UMRE
TAVAF VE SAY
606. Tavaf nedir ve kaç çeşit tavaf vardır?
Bir hac terimi olarak tavaf, Haceri Esved’in hizasından başlanarak ve Kâ’be sola
alınarak etrafında yedi defa dönmek demektir. Bu dönüşlerin her birine şavt
denir. Tavafın, Kâ’be’nin etrafında yapılması gerektiği şu âyeti kerimeden
anlaşılmaktadır: “Ve Beyti Atîk’i (Kâbe’yi) tavaf etsinler.” (Hac, 22/29)
Hükmü itibarıyla farz, vacip, sünnet ve nafile olmak üzere dört çeşit; yapılışı
itibarıyla “kudüm”, “ziyaret”, “veda”, “umre”, “nezir”, “nafile” ve “tahiyye”
olmak üzere yedi çeşit tavaf vardır. Hükümleri ve isimleri farklı olsa da bu
tavafların hepsinin yapılışları, farzları (şartları ve rükünleri), vacipleri ve
sünnetleri aynıdır.
Yapılışı itibariyle tavaf çeşitleri:
a) Kudüm Tavafı: “Kudüm”, sözlükte bir yere gelmek veya varmak anlamına
gelir. Bir hac terimi olarak, “ifrad haccı” yapanların Mekke’ye vardıklarında
yaptıkları ilk tavaftır. Bu tavafın yapılması sünnettir. İf rad haccı niyetiyle
ihrama giren ancak Mekke’ye uğramadan doğrudan Arafat’a çıkan kimseler ile
Arafat vakfesinden önce âdetleri kesilmeyen kadınların kudüm tavafı yapmaları
gerekmez.
b) Ziyaret Tavafı: Ziyaret veya diğer adıyla ifâza tavafı, haccın
rüknüdür. “Ve Beyti Atîk’i (Kâbe’yi) tavaf etsinler.” (Hac, 22/29) âyetinde
kastedilenin, bu tavaf olduğu hususunda fakihler arasında görüş birliği vardır.
Ayette geçen “Tavaf etsinler.” emri genel bir ifade olduğu için, Mekkeli olan ve
olmayan her hacı adayının mutlaka bu tavafı yapması gerekir. Ziyaret tavafının
geçerli olması için;
1) Arafat vakfesinin yapılmış olması,
2) Belirli vaktinde yapılması şarttır.
Ziyaret tavafının vakti, kurban bayramının ilk günü; Hanefî mezhebine göre,
fecri sâdığın doğması ile, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre gece yarısından
sonra, Mâlikî mezhebine göre ise güneşin doğması ile başlar. Ancak bu tavafın
bayramın birinci günü Akabe cemresi taşlanıp, kurban kesip tıraş olduktan sonra
yapılması daha faziletlidir. Cumhura göre, ziyaret tavafının son vakti için bir
sınırlama yoktur. Ömrün sonuna kadar yapılabilir. Ancak tavaf etmeden
memleketine dönen kişi, sonradan geri döner ve tavafını yaparsa ziyaret tavafı
farzı yerine gelmiş olur ve bu gecikmeden dolayı da herhangi bir ceza gerekmez (Mâverdî,
eiHâvî, IV, 192; Kâsânî, Bedâi‘, II, 132; İbn Kudâme, elMuğnî, V, 345;
Aliyyü’lkârî, Fethu bâbi’l‘inâye, I, 665). Fakat ziyaret tavafını yapıncaya
kadar cinsel ilişki yasağı devam eder.
c) Veda Tavafı: Âfâkî (mîkât sınırları dışından gelen) hacıların
Mekke’den ayrılmadan yapmaları gereken son tavaftır. Buna sader (ayrılma) tavafı
da denir. Veda tavafı, haccın aslî vaciplerinden biridir. Hz. Peygamber
(s.a.s.), “Sizden biri son olarak Kâbe’yi ziyaret etmeden ayrılmasın.” (Müslim,
Hac, 379) buyurmuştur. Âdetli olup âdeti bitmeden Mekke’den ayrılmak zorunda
olan veya lohusa olan kadınlar veda tavafı yapmazlar ve kendilerine bir şey
gerekmez (Serahsî, elMebsût, III, 195; İbn Nüceym, elBahr, II, 377).
d) Umre Tavafı: Umre tavafı bütün mezheplere göre umrenin farzlarından
biridir. Umre tavafının vakti, umre ihramına girilmesinden sonra başlar. Son
vakti için bir sınır yoktur. Umre ihramında iken herhangi bir vakitte
yapılabilir.
e) Nezir (Adak) Tavafı: Kâbe’yi tavaf etmeyi adayan kimsenin bu adağını
yerine getirmesi vaciptir. Nezredilen tavaf belli bir zaman ile kayıtlanmış ise
bu kayda uyulması gerekir.
f) Nafile Tavaf: Mekke’de bulunulan süre içinde farz ve vacip tavaflar
dışında yapılan tavaflara nafile (tatavvu) tavaf denir.
Sahabeden Abdullah b. Abbas, tâbiînden Atâ b. Ebî Rebah, Said b. Cübeyr ve
Mücâhid b. Cebr’in görüşlerine göre; Mekkeli olmayanların Mekke’de bulundukları
süre içinde Mescidi Haram’da nafile namaz kılmaktan çok, nafile tavaf yapmaları
daha faziletlidir. Mekkeli olmayanların Mekke’de bulundukları sürece nafile umre
yerine nafile tavaf yapmayı tercih etmeleri uygun olur (İbn Âbidîn,
Reddü’lmuhtâr, III, 516, 517).
g) Tahiyyetü’lmescid Tavafı: Kudüm, ziyaret, umre, veda ve nezir tavafı
yapmak durumunda olmayan kimselerin Mescidi Haram’a her gittiklerinde, mescidi
selamlama olarak “Tahiyyetü’lmescid tavafı” yapmaları müstehaptır. Yukarıda
sayılan tavaflardan birinin yapılması hâlinde bu tavaf, “Tahiyyetü’lmescid
tavafı” yerine de geçer (İbnü’lHümâm, Feth, II, 454).
|