801. Resmi nikâh kıydıran kimse ayrıca dinî nikâh kıydırmalı mıdır?
İslam’a göre nikâh, evlenme ehliyetine sahip ve aralarında evlenmelerine dinî
açıdan bir engel bulunmayan kadın ile erkeğin (veya vekillerinin) şahitler
huzurunda “seni nikâhladım, seninle nikâhlandım, seni eş olarak kabul ettim,
seninle evlendim.” gibi yoruma ve inkâra imkân vermeyecek sözlerle,
birbirleriyle evlenmeleri konusunda karşılıklı rızalarını ifade etmelerinden (îcap
ve kabul) ibarettir (İbn Nüceym, eiBahr, ııı, 8283). Bu nikâh akdinin gizli
değil, evlenecek olanların kendi aileleri ve yakın çevrelerinin bilgisi
dâhilinde icra edilmesi gerekir. Bütün şartların yerine getirilmesi neticesinde
icra edilen bu şekildeki bir resmî nikâh, dinen de muteberdir. Nikâh
dairelerinde kıyılan resmî nikâhlarda nikâh memurunun “evlenmeyi kabul ediyor
musun?” şeklindeki sözün tarafların “evet” veya “kabul ediyorum” şeklinde
verdikleri cevaplar bu akdin dinen geçersiz olmasını gerektirmez. Çünkü yapılan
nikâh akdinin kesin olduğu hem resmî tescille hem de ortam karinesi ile
sabittir.
Evlenecek kişiler resmî nikâhtan sonra, isterlerse evlerinde veya münasip bir
yerde istedikleri kişilere Kur’anı Kerim’den bir bölüm okutup dua ettirip nikâh
kıydırabilirler. Kurulan yuvanın mutluluklar getirmesi, salih ve sağlıklı
nesillere vesile olması için dua edilmesi elbette iyidir. Bu aynı zamanda
örfümüze de uygundur. Ancak günümüzde resmi nikâh olmadan dinî nikâh yapılması,
kadının ve çocukların haklarının korunması açısından uygun değildir. Nitekim
Osmanlı Aile Hukuku kararnamesinde de şehrin kadısına kayıt yaptırılması şart
koşulmuş ve nikâhın tescili üzerinde ısrarla durulmuştur.