Fetva Konuları
AİLE HAYATI
EVLİLİK (NİKAH)
807. Mehir ne demektir?
Erkeğin evlenirken eşine verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya başka bir
mala mehir denir. Kur’anı Kerim’de, evlenen erkeğin kadına mehir vermek zorunda
olduğu ve bunu zorla geri almasının caiz olmadığı konusunda ayetler
bulunmaktadır (Bakara, 2/237; Nisâ, 4/4, 20, 24, 25; Mâide, 5/5). Hanefîlere
göre mehir, nikâhın sonuçlarından biridir. Bu nedenle nikâh esnasında
belirlenmemiş olsa, hatta nikâh esnasında verilmeyeceği şart koşulsa bile
evlenen kadın mehre hak kazanır.
Mehir nikâh anında belirlenip belirlenmemesine göre ikiye ayrılır. Mehrin
miktarı nikâh anında belirlenmişse buna mehri müsemmâ denir. Nikâh esnasında
mehrin miktarının belirlenmemesi veya belirlenen mehrin bir sebeple geçersiz
sayılması hâlinde, evlenen kadın mehri misil hak eder. Bu durumda mehrin miktarı
akrabaları arasında her bakımdan kendi konumuna denk olan kadınların aldığı
mehrin miktarıdır.
Mehir, ödenme zamanına göre, mehri muaccel ve mehri müeccel olmak üzere ikiye
ayrılır: Mehri muaccel, peşin olarak ödenen mehirdir. Kadın mehri muacceli
almadan kocanın evine gitmeme hakkına sahiptir. Mehri müeccel ise ödenmesi
sonraya bırakılan mehirdir. Bu mehrin ödenmesi için herhangi bir zaman
belirlenmişse, bu tarih geldiğinde belirlenen mehrin kadına ödenmesi gerekir.
Şayet bir vakit belirlenmemişse, nikâhın sona ermesiyle mehir muacceliyet
kazanır ve ödenmesi gerekir. Başka bir deyişle, boşanma hâlinde kocanın bu mehri
ödemesi gerekir; ölüm hâlinde de, bırakmış olduğu mirastan ödenir.
Mehir olarak maddî veya malî değeri olan her türlü menfaat tespit edilebilir.
Mehrin en az miktarı Hanefîlere göre 10 dirhem (o dönemlerde yaklaşık iki koyun
bedeli), Mâlikîlere göre ise 3 dirhem gümüştür.
Şâfiî ve Hanbelî hukukçulara göre ise mehrin alt veya üst sınırı yoktur. Mehrin
üst sınırının olmadığı konusunda Hanefî ve Mâlikîler de diğer iki mezhep gibi
düşünmektedir. Hz. Ömer kendi halifeliği döneminde evlilikleri kolaylaştırmak
için mehre üst sınır getirmek istemiş, fakat bir kadının “...Onlara kantarla
vermiş olsanız da hiçbir şeyi geri almayın...” (Nisâ, 4/20) âyetini delil
getirmesi karşısında bu düşüncesinden vazgeçmiştir.
Mehir, kadını hem evliliğe ısındırmak hem de ona belli bir malî güç kazandırmak
düşüncesiyle öngörülmüştür.
|