Fetva Konuları
AİLE HAYATI
BOŞANMA (TALAK)
836. Boşama yetkisinin eşe veya başkasına devredilmesi mümkün müdür?
İslam’da boşama yetkisi prensip olarak kocaya verilmiştir. Boşama yetkisini
elinde bulunduran kocanın, bu yetkisini, nikâh akdi sırasında veya evlilik
süresi içinde karısına veya bir başkasına devretmesi mümkündür. Buna “tefvîzi
talak” denir. Tefvîz, nikâh akdi esnasında olabileceği gibi, evliliğin devam
ettiği bir zamanda da yapılabilir. Nikâh akdi esnasında tefvîz olacaksa bu,
kadının o sırada bu hakka kendisinin de sahip olmasını şart koşmasıyla olur.
Kadın bu hakka nikâh kıyılırken mesela “boşama yetkisi elimde bulunup, dilediğim
zaman kendimi boşama şartıyla evleniyorum” demesi ve erkeğin de bunu kabul
etmesiyle sahip olur. Yani talakın devri teklifinin önce kadın tarafından
yapılıp erkeğin daha sonra kabul etmesi gerekir. Bu şekliyle boşama yetkisini
alan kadın dilediği zaman boşanabilir (elFetâva’lHindiyye, I, 423 vd.; İbn
Âbidîn, Reddü’lmuhtâr, IV, 551, 552, 573).
Tefvîzi talâk, evlilik devam ederken de olabilir. Erkek, eşine, “Sen
muhayyersin. Beni veya boşanmayı tercih edebilirsin. İstersen kendini
boşayabilirsin, evliliğe devam konusunda karar senin.” gibi sözler ile boşama
hakkını verebilir. Kadın bu tür sözlerle kendisine verilen boşama yetkisini aynı
mecliste kullanmazsa hakkını kaybeder. Ancak boşama yetkisi “kendini her ne
zaman istersen boşayabilirsin” gibi umumi bir ifade ile verilirse, kadın bu
hakkı sözün söylendiği meclisle sınırlı olmadan istediği zaman kullanabilir (İbnü’lHümam,
Feth, IV, 6871). Kadın, ister nikâh esnasında isterse evlilik devam ederken elde
ettiği boşanma yetkisini kullanmak zorunda değildir. Kadın kocasının verdiği bu
yetkiyi baştan kabul etmeyeceği gibi, sonradan kendi rızasıyla da iade edebilir.
Bu yetkiyi kocasına iade eden kadın tefvîz yoluyla elde etmiş olduğu boşanma
hakkını yitirmiş olur (Bilmen, Kâmus, II, 259).
İmam Şâfiî’ye göre ise tefvîz vekâlet gibidir. Kadın, kendini boşamadıkça erkek
istediği zaman onu azledebilir (Remlî, Nihâyetu’lMuhtac, VI, 440).
.
|