Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Bilinmeyen Şeyin Peşine Düşmek Sorumluluk Doğurur

                                                                                                      Vaaz Resimleri: w.jpg

وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ اُولَئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُلاً

            "Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur." (İsrâ, 17/36)

            İnsanoğlu, sorumlu bir varlıktır. Dünyaya başıboş ve anlamsız olarak gönderilmemiş ve kendi hâline de terk edilmemiştir. Her yaptığı iyi fillerinden dolayı sevap kazanan, kötü davranışlarından dolayı hesaba çekilen bir varlıktır insan. En mükemmel şekilde yaratılmış, iyilikle kötülüklerin neler olduğu kendisine bildirilmiştir. İnsan bu bakımdan nelerin sorumluluk getireceğini ve nelerin de kendi aleyhine olabileceğini bilme imkânına sahiptir. Dolayısıyla bilmediğini iddia ederek yaptığı yanlış davranışlardan dolayı ahiret gününde hesaptan kurtulması mümkün değildir. O bakımdan ayette de işaret edildiği gibi bilmediği şeylerin peşine düşmemesi, onlara dayanarak hüküm vermemesi gerekir. Kişinin davranışlarını gözetleyen, söylediği hiçbir sözü kaçırmadan kaydeden, işlediği fiillerini yazan melekler bulunmaktadır.

            وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ  “Bilmediğin şeyin ardına düşme” ayetinin anlamı çok geniştir. Hem bireysel hem de toplumsal hayatta kişinin “bilgi” yerine tahmin ve zanna uymamasını gerektirir. Bu emir, İslam hayatının ahlakî, hukukî, siyasî ve idarî tüm yönlerini kapsar. İslam ahlakı, şüpheden kaçınmayı ve araştırmaksızın hiçbir birey veya grubu suçlamamayı, hiç kimsenin aleyhinde yeterli araştırma yapılmaksızın işlem yapmamayı gerektirir. Ayette ifade edilen bilgi ise, kesin delil anlamına da gelmektedir. Buna göre kişinin kesin delil olmayan, tahmini ve dedikodu cinsinden haberlerin peşinden gitmesi, bilgi sahibi olmadan tahmine göre herhangi biri hakkında maddi veya manevi zarara yol açacak şekilde konuşması ve hareket etmesi yasaklanmaktadır.

            Bilinmeyen şeyin peşine düşmek, inanç, hukuk ve ahlak gibi konuları kapsar.

            Hukuk alanı, şahitlik eden kişinin duymadığı, görmediği, bilmediği ve kalbinin tatmin olmadığı bir konuda yalan şahitlik etmemesi ve yalan söz söylememesi, iffetli erkek ve kadınlar hakkında iftirada bulunmamasıdır. Ahlaki alan ise, tam bir bilgiye sahip olmadan biri hakkında konuşmaması, gıybet etmemesi ve dedikodu yapmamasıdır. Bilgisizlik ise, kişinin, zan ve tahmini davranışların peşine düşmesine sebep olur. Hâlbuki Müslüman kişi kendisine ulaşan herhangi bir haberi tahkik eder, kesin bilgiye ulaşmadan öngörülü ve aklına geldiği gibi hareket edemez. Keyfi davranarak başkalarının hakkının zayi olmasına sebep olursa o haktan dolayı ahirette çok büyük sorumlulukla karşılaşacağını bilir

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوآ اِنْ جَآءَ كُمْ فَاسِقٌ بِنَبَأٍ فَتَبَيَّنُوآ اَنْ تُصِيبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلَى مَا فَعَلْتُمْ نَادِمِينَ

            "Ey iman edenler! Şeriatın koyduğu sınırlardan dışarıya çıkmayı adet haline getiren biri, size bir haber getirirse, ona inanmadan önce, doğru olup olmadığını iyice araştırın, yoksa bir topluluğa yanlışlıkla bilmeden kötülükte bulunur, incitirsiniz de, sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız." (Hucurât, 49/6). Çünkü

اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ اُولَئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُلاً

            "Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur" ve .hesaba çekilecektir.

            O halde tahmin ve kötü zanna dayanarak konuşmak, günlük yaşamda haksız yere başkalarını kötülemek ilim ve gerçeğe aykırı davranmaktır. Konumuzu belirleyen ayette bilinmeyen şeyin arkasına düşmemekten maksat da delilsizce hüküm vermemektir.

            Aynı şekilde bu yasak, zanna bağlı olarak başkalarını tenkit etmeyi, başkalarının gizliliklerini araştırmayı, bilimsel gerçekleri değiştirmeyi ve buna benzer hususları da kapsar. İnsanın bilmediği bir şeyi söylemesi yahut bilmediği bir şeye göre amelde bulunması, ya da bilmediği bir şeye dayanarak başkasını kötülemesi uygun değildir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثِيرًا مِنَ الظَّنِّ  اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ

            "Ey iman edenler, zandan çokça kaçının, çünkü zannın bir kısmı günahtır. ” (Hucurât, 49/12)

            Kıyamet günü bütün organlar bundan mesul tutulacaktır. Cenab-ı Hak, kıyamet günü ağızları mühürleyecek, elleri ve ayakları konuşturacaktır. Onlar, dünyada sahiplerinin ne yaptıklarına şahitlikte bulunarak bir bir söyleyeceklerdir. El, ayak, göz, kulak sahibinin lehine ve aleyhine şahitlik yapacaktır

اَلْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى اَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا اَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ اَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ

            "O gün cehennemliklerin ağızları mühürlenir de, onların yapıp ettiklerini, elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder." (Yâsîn, 36/65)

حَتَّى اِذَا مَا جَآؤُهَا شَهِدَ عَلَيْهِمْ سَمْعُهُمْ وَاَبْصَارُهُمْ وَجُلُودُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

            "Onlar ateşe vardıklarında kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları şeyler hakkında, kendi aleyhlerine şahitlikte bulunacaklardır." ( Fussilet, 41/20)

يَوْمَ تَشْهَدُ عَلَيْهِمْ اَلْسِنَتُهُمْ وَاَيْدِيهِمْ وَاَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

            "O gün ki, kendi dilleri, elleri ve ayakları bütün bu yaptıklarını açığa vurarak, onların aleyhine şahitlik edecektir." ( Nûr, 24/24) 

            Peygamber (s.a.s) de şöyle buyurmuştur:

إيًاكُمْ والظَّنَّ ، فإن الظَّنَّ أكذبُ الحدِيثَ

            “Zandan alabildiğine sakınınız. Çünkü zan sözün en yalan olanıdır.” (Buhârî, “Vesâyâ”, 8) Buna göre, her işittiğine inanmaması, her gördüğünü iyice araştırmadan sonuç çıkarmaması müminin değişmeyen prensibi olmalıdır. Çünkü kişinin her duyduğunu söylemesi ona günah olarak yazılır.

كفي بالمَرءِ كَذِباً أنْ يُحَدِّثَ بِكُلِّ ما سمعِ

            “Kişiye günah olarak her duyduğunu söylemesi yeter.” Diğer bir hadiste de

أفْرَى الفِرَى أنْ يُرِيَ الرجُلُ عيْنَيْهِ ما لَمْ تَرَيا

            "En büyük yalan, görmediği düşü gördüm diye kişinin gözlerine iftira etmesidir." (Buhârî, “Tabîr", 45) buyrulmuştur.

            Sonuç olarak, gözümüzün gördüğü, kulaklarımızın işittiği, kalbimizin bellediği şeylerin dışında hiçbir şey hakkında şahitlik etmemeliyiz; işitmediğimiz şeye işittim, bilmediğimize bildim, görmediğimize gördüm dememeliyiz. Çünkü tahmini konuş-malar çoğu kez bizi yanıltabilir.

 

            Dr. Ercan ESER

 

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Mayıs 25 2020 23:28:16 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.24 saniye 14,876,434 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024