Fetva Konuları
ORUÇ
KAZA, KEFFÂRET, FİDYE, ISKÂTI SAVM
536. Iskâtı savm ne demektir?
Iskâtı savm, ölünün üzerindeki oruç borçlarını düşürmek demektir. Iskât, kişinin
sağlığında çeşitli sebeplerle eda edemediği oruç, adak, keffâret gibi dinî
mükellefiyetlerinin, ölümünden sonra fidye ödenerek düşürülmesi, böylece o
kişinin bu tür borçlarından kurtulması anlamını taşır.
Ölünün üzerinden, sağlığında mazereti sebebiyle tutamadığı oruç borçlarının
düşürülmesi için fidye verilmesi hususu, âyet ile sabittir. Kur’anı Kerim’de,
“Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir yoksul doyumuna yetecek kadar fidye öder.”
(Bakara, 2/184) buyrulmaktadır.
Bu âyetin hükmüne göre, oruca güç yetiremeyen veya sağlık mazeretleri sebebiyle
Ramazan’da ve diğer zamanlarda oruç tutmaktan aciz olan kimselerin,
tutamadıkları her bir gün için fidye ödemeleri gerekir.
Ayette, hayatta olup oruç tutmaya sağlığı imkân vermeyenlerin fidye vermeleri
söz konusu edilmektedir. Hayatta iken imkân buldukları hâlde oruç tutmadan
ölenler için oruç keffâreti ödenip ödenemeyeceği konusu âlimler arasında
tartışmalıdır.
Fakihlerin çoğunluğu, yukarıdaki âyeti kerimeden hareketle, mazeretli veya
mazeretsiz oruç tutmamış ve kaza etmeden vefat etmiş olan kimselerin oruç
borçları için de fidye ödeneceğini, hatta bu kimselerin bu konuda vasiyette
bulunmaları gerektiğini ifade etmişlerdir (Merğînânî, elHidâye, ıı, 270). Çünkü
fidyenin gerekçesi, oruç tutmaktan aciz olmaktır. Ölen kimse de oruç tutmaktan
mutlak surette acizdir. O hâlde bunların durumu, tutamadıkları oruca karşı fidye
vermeleri nass ile sabit olan kişilerin durumuna kıyas edilebilir (Serahsî,
elMebsût, III, 100; İbn Kudâme, elMuğ nî, IV, 395396). Başta Şâfiî mezhebi olmak
üzere bazı görüşlere göre ise bir kimse imkânı olduğu hâlde fidyeyi vermeden
ölürse vasiyete de gerek olmaksızın bıraktığı mirastan ödenir. Zira onun fidye
ödemesi, hasta ve yolcunun orucu kaza etmesi gibidir (Nevevî, elMecmû’, VI,
259).
|