Yüce Allah, emir ve yasaklarını, helal ve haramlarını, öğüt ve tavsiyelerini insanlara tebliği etsin, onlara örnek ve rehber olsun diye ilk insandan itibaren peygamberler göndermiş ve onlara kitaplar vermiştir:
“Kuran öyle bir kitaptır ki: "O'nda, sizden önceki (milletlerin ahvaliyle ilgili) haber, sizden sonra (kıyamete kadar) gelecek fitneler ve kıyamet ahvali ile ilgili haberler.. ayrıca sizin aranızda, (iman-küfür, taat-isyan, haram-helâl vs. nevinden) cereyan edecek ahvâlle alâkalı da hükümler vardır. O, hak ile batılı ayırteden tek ölçüdür ve O'nda her şey ciddidir. Kim bir zalimden korkarak ondan kopar ve onunla amel etmezse, işte o zaman Allah da onu helâk eder. Kim O'nun dışında bir hidayet ararsa, Allah o kimseyi saptırır.”
Üç aylar diye bilinen Recep, Şaban, Ramazan aylarına giriyoruz. 7 Mart 2019 Perşembe günü Regaip Kandili 8 Mart 2019 Cuma günü de Receb-i Şerif başlıyor. Bizleri bu mübarek aylara kavuşturan Yüce Rabbimize binlerce hamd-ü senalar olsun. Bu ayların rahmet, mağfiret ve bereketi hepimizin üzerine olsun. Rabbim cümlemizi devamına erdirsin.
Dinî hayatımızda "Üç Aylar'' olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan aylarının feyizli ve bereketli maneviyat mevsimine bir defa daha girmiş bulunmaktayız.
Üç aylar, Müslümanların geçmişinin muhasebesini yaparak ibadetlerini yoğunlaştıracağı, günahlardan temizlenip arınacakları, aralarında sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın hazzını yaşayacakları önemli zaman dilimleridir.
Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmaktadır: “Kıyamet günü önce namaza bakılır. O tamamsa, diğer hesaplara geçilir. Namazlar bir insanın kurtuluşu için yeterli olmazsa Allah: “Bakın bakalım kulumun nafile namazları var mı?” der eksikler nafilelerle tamamlanır.”
Mübarek zaman dilimlerinin kutsiyeti de Allah Teâlâ’nın dilemesinden geldiği için, Müslümanlara büyük feyiz ve bereketin nüzulü için birer vesile olmaktadırlar. Mübarek ay, gün ve geceler, İslâm’ın şeairindendir; hususi kıymetleri ve kerametleri vardır. Kâinat, semavat, feza-yı âlem ve bütün varlıklar bu kutlu zaman dilimlerine hürmet etmektedir
Kur’an’ın her âyetinde, Hz. Peygamber’in her hadisinde, bizzat lafızda veya lafzın hemen bir adım ilerisinde, mânanın dönüp dolaşıp kendisine geldiği, sözün anlatmakla bitiremediği, bitiremeyeceği isim ve sıfatların, bizi O’na ulaştıran bu yolların belli bir sayısı ve sınırı var mıdır? Kudreti, kemali ve hikmeti sınırsız olan bir varlığın isimleri doksan dokuz ile mi sınırlıdır? İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre doksan dokuz, en çoğa ve hatta belki sonsuzluğa delâlet eden bir rakamdır. Esasen Peygamberimiz bu rakamla Allah’ın isimlerine sınır biçmemekte; aksine, bunları saymakla bitiremezsiniz, demektedir