HER CÜZDEN ÜÇ MESAJ
KUR’AN-I KERİM’İ
DOĞRU ANLAMANIN 25 YOLU
Kur’ân’ı doğru anlamak için düşünmek ve yöntem geliştirmek hepimizin görevidir.
Aşağıda zikredilen maddeler (25 yol) bu çabanın bir ürünüdür. Buna göre;
1. Başlangıçta şeytanın şerrinden/saptırmasından Allah’a sığınmak
gerekir. Çünkü Kur’ân okuyan kişiyi, şeytan saptırmak ister.
فَاِذَا قَرَأْتَ الْقُرْاٰنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجٖيمِ
“Sen Kur’ân okurken kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığın.’
(Nahl, 16/98)
2. Doğru anlamak için Rahman ve Rahim olan Allah’tan yardım
istenmelidir. Bu da Allah’ın adı ile başlamak demektir. Allah adı ile
başlanmayan bir işte bereket yoktur, sonu kesiktir.
كُلُّ أَمْرٍ ذِي بَالٍ لاَ يُبْدَأُ فِيهِ بِبِسْمِ الله الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
أَقْطَعُ
“Bismillâhirrahmânirrahîm ile başlanmayan her anlamlı iş, bereketsiz ve
sonuçsuzdur.”
(Bk. Ahmed b. Hanbel, 2/359; Nesai, Sünen-i Kübra, 6/128 (10331))
3. Her gün bir parça (cüz veya hizip) Kur’ân okumayı plânlamak
faydalı olur. Düzenli olmak (hayatımızı plânlamak) geleceğimiz açısından
önemlidir.
4. Kur’an okurken abdestli olunmalıdır.
لَا يَمَسُّهُٓ اِلَّا الْمُطَهَّرُونَؕ
“Ona ancak temiz olanlar dokunabilir’’
(Vâkıa, 56/79). Her ne kadar bu ayet meleklerle ilgili olup; Kur’ân’ın,
meleklerin koruması altında olduğunu beyan etse de, gökte nasıl ona meleklerden
başkası dokunamazsa yeryüzünde de abdest alarak tertemiz/melek gibi olanlar do-kunabilir,
şeklinde anlamak doğru olur.
5. Kur’ân, sorulu cevaplı okunmalıdır. Örneğin, Fatiha suresini
okurken; Allah’a niçin hamd edilir? sorusu sorulur ve cevap aranır. Çünkü O;
âlemlerin Rabbidir, Rahman ve Rahimdir, gelecek hesap gününün sahibidir (Bk.
Fâtiha, 1/1-3). Bu şekilde okumak ayetlerin kalıcı olmasını sağlar.
6. Uzun surelerin özetleri okunmalıdır. Değilse okuyucu bazen
ayetler arasında kaybolup gider. Örneğin, Bakara suresi 286 ayettir. Özeti
okunmadan sureye başlanırsa surenin temel mesajları algılanmadan okuma
gerçekleşebilir. Bu da Kur’ân’dan istenen faydanın (hidayetin/rehberliğin)
oluşmaması demektir.
7. Kur’ân’ın 3 temel konusu vardır: Tevhid, risalet ve ahiret.
Sureler bu üç temel konu üzerine kurgulanır. Sureleri okurken bu örgüyü ve
mesajları yakalayabilmek gerekir. Örneğin, Bakara suresinde farklı bir açıdan
tevhid anlatımı vardır, diğer surelere benzemez. Her surenin kendisine ait bir
kimliği vardır.
8. Aslında Kur’ân 114 kitapçıktan (klasörden) oluşmaktadır. Her
surenin kendi içinde bir dosya ya da küçük bir kitap olduğunu düşünerek okumak
ve sure özelinde mesajları anlamaya çalışmak önemli bir olgudur. Meselâ, Bakara
suresi ile Al-i İmran veya Yasin ile Mülk surelerinin yapısı-mesajı farklıdır.
9. Kur’ân’daki temel kavramları bilmek okumayı ve anlamayı
kolaylaştırır. Örneğin; Rab, sırat-ı müstekîm, gayb, ilah, ibadet, iman,
küfür, nifak, insan tipleri (ki bunlar iki kısımdır:
a-Olumlu: Peygamber, Sıddık, Salih ve Şehitler.
b-Olumsuz: Firavun, Ebû Leheb, Haman, Nemrut, Zalimler vs.), ayrıca vahiy,
takva, cihad, infak ve zühd gibi kavramlar bizim ufkumuzu açacaktır.
10. Kur’ân’ın genel mesajları ayetlerde aranmalıdır. Bunlar;
(a)-Kainatın Rabbi Allah’tır.
(b)-İnsan başıboş ve sorumsuz yaratılmamıştır.
(c)-Peygamberler ve kitaplar rehberlik eder. Bu ikisinden bağımsız iman ve takva
bilinci gelişmez ya da eksiktir.
(d)-Bu dünya geçicidir. Ebedî olan öbür âlemdir ki buna ahiret denir. Ahirette
her kişi yaptığının karşılığını görecektir.
(e)-Hata yapan kişi ya da topluluklara tövbe kapısı açıktır... gibi.
11. Okuduğumuz kısımları yaşamak ve anlatmak gerekir.
Peygamber Efendimiz ve sahabe Kur’ân’ı öncelikle yaşamak ve anlatmak için
okurlardı. Pratik hale gelmeyen ve yaşanmayan bilgiler faydasızdır. Okuduğumuz
kısımları başkalarına anlatmak bilgiyi paylaşmak, demektir. Kabınızdaki suyu
başkaları ile paylaşın. Cömert olanları Allah sever.
12. Her hatmi farklı bir meal ve tefsirden okumak, belki de
yapabileceğimiz en faydalı/hayırlı çalışmalardan birisi olacaktır. Çünkü her
alimin farklı bir bakış açısı vardır. Bal niçin bu kadar tatlıdır, lezzetlidir?
Çünkü arı onları yüzlerce, binlerce çiçekten almaktadır. Çok sayıda alimden ders
alan kişinin görüşleri daha güzel, daha olgun, oturmuş ve pişmiş olur.
13. Her hatmi farklı bir gözle/bir fikrin peşine düşerek okumak
zihnimizi uyanık ve diri tutacaktır. Dolayısıyla Kur’an okurunun zihni
uyanık/diri olmalı, ayetlerle verilen mesajın farkında olmalıdır. Bundan dolayı
her okuyuşta bir konuya odaklanmak gerekir. Örneğin, Kur’ân’da; Allah’a iman,
tarih felsefesi, peygamberler ve insanlar gibi konular seçilir ve bunlar ile
ilgili bilgi almak için sureler dikkatlice okunur. Gerektiğinde not alınır ve
bilgi kalıcı hale gelir, başkalarına aktarırken de size kolaylık sağlar.
14. Sure ve ayetleri başkaları ile müzakere etmek berekettir. Çünkü
cemaatte bereket vardır. Cemaatle okunan, mukabele ve müzakere edilen Kur’ân;
daha güzel, doğru ve zengin anlaşılır.
15. Kur’ân’ı ağır ağır ve düşünerek okumak gerekir. Her kitabı aynı
derecede okuyamazsınız. Mesela, bir gazeteyi hızlı okursunuz, ama bir felsefi
metni aynı hızda okuyamazsınız.
16. Siyer okumayan Kur’ân’ı doğru anlayamaz. Hz. Peygamber’in
hayatını ve tarihî süreci okumak/bilmek bizim ufkumuzu açacak, tarihî bilgileri
okurken taşlar yerine oturacaktır. Mesela, Haşr suresinin konusu sorulsa bir çok
kişi diriliş ile ilgilidir, diyecektir. Çünkü Haşr, diriliş demektir. Ama Haşr
kelimesinin; toplanmak ve isyan etmek manası da vardır. Bu sure Medine’deki ilk
Yahudi isyanı ile ilgilidir. Sureyi anlamak için önce Beni Nadîr olayını
okumanız gerekir. Sonra Haşr suresini okursanız, sure sanki canlanır; ete kemiğe
bürünür ve ayağa kalkar (Bk. Haşr, 2).
17. Anlamaya yardımcı olan kitaplar okunmalıdır. Muteber tefsir
kitapları yanında, Kur’an’ın edebi yapısını ve temel hedeflerini anlamaya
yönelik eserler de okunmalıdır.
18. Farklı okuma şekillerini deneyin.
a. Baştan sona okumak,
b. Sure seçerek okumak,
c. Nüzul sırasına göre okumak... gibi.
Bunları birer kere de olsa mutlaka deneyin.
19. Anlamadaki en önemli olgulardan birisi de Kur’ân şu anda bana
iniyor, düşüncesi ile okumaktır. Önce kendimize/nefsimize okumak gerekir.
Biz Kur’ân’ın tarihsel değil de, evrensel bir kitap olduğuna inanırız. Okurken
tarihsel bir kitabı okuyor gibi davranmamalıyız.
20. Kur’ân mealini ve tefsirini kitap olarak okumanın yanında ayrıca
boş zamanlarda tv, mp3, teyp vb. araç ve gereçlerden istifade ederek dinlemek
bize gün boyunca büyük bir Kur’ân kültürüyle iç içe olmamızı sağlayacaktır.
21. Haftalık Kur’ân okumaları, beraber düşünmeyi gerçekleştirecektir.
Beyin fırtınası, gelişmenin ve terakkinin en önemli unsurudur. Örneğin, bir
hafta Yasin suresini herkes evinde okur, tercüme ve tefsirlerinden anlamaya
çalışır. Hafta sonu bir kişi tarafından surenin özeti yapılıp ana mesajları
aktarılır. Sonra diğer katılımcıların katkıları/müzakereleri ile konu
olgunlaşır.
22. Kısa surelerin manasını Arapçaları ile birlikte öğrenmeye
çalışmalıyız, çocuklarımıza da böyle öğretmeliyiz. En azından namaz sureleri
dediğimiz kısa sureler üzerinde yoğunlaşmak gerekir. Mesela, Tebbet suresi.
(Manası yanında iniş sebebi bilinmelidir. Örneğin; Peygamberimiz zamanında Ebû
Leheb diye birisi vardı...gibi).
23. Muteber hadis kitaplarını okumalıyız. Çünkü Hz. Peygamber
Kur’ân’ın en önemli müfessiridir. Onun Kur’ân’ı beyan (açıklama) görevi vardır
(Bk. İbrahim, 4).
24. Ahkam ayetlerini okurken acele etmemeliyiz. Bu konuda mutlaka
tefsir veya fıkıh kitaplarına müracaat etmeliyiz ve anlaşılmayan yerleri
alimlere sormalıyız. Bütünü bilmeyenler için ayetlerden parçacı bir şekilde
yanlış hüküm ve fetva verme riski vardır. Bir konuda bilgisi olmayanların fetva
vermesi haramdır. Araştırmak ve bilenlere sormak gerekir. Aslında bu durum bütün
ayetler için geçerlidir, özellikle ahkam ayetlerine dikkat etmek gerekir.
25. Son olarak dua etmeliyiz. Ya Rabbi! Kur’ân’ı anlamada bana yardım et.
Bana doğru yolu gösterdikten sonra ayağımı kaydırma ve kendi yolundan ayırma.
Amin...
|