ON UÇUNCU CÜZ
Önemli Olan Şahsiyetli Bir Müslüman Olarak Yaşamak Zorluklara Karşı Sabretmek ve
Direnmektir
On üçüncü cüzde; Yusuf suresinin son
yarısı, Ra’d ve İbrahim surelerinin tamamı bulunmaktadır. Bu kısımdaki 3 konu
(mesaj):
1. SABRIN SONU
Sabreden Kurtulur/Başarılı Olur
Yusuf suresinin son kısmında Mısır ve Ortadoğu’da gerçekleşen bir kıtlıktan
bahsedilir. Kıtlığa hazırlıksız yakalanan insanlar Filistin tarafından Mısır’a
gelip yiyecek talebinde bulunurlar. Gelen kişiler arasında Hz. Yusuf’un
kardeşleri de vardır. Ancak Yusuf Peygamber onları affedip yiyecek vermiş,
babalarıyla beraber Mısır’a gelmelerini ve yerleşmelerini istemiştir. O sıralar
Yakup peygamber üzüntüden gözleri görmüyordu, oğlu Yusuf’un gömleği gelince onu
gözlerine sürdü, Allah’ın izni ile gözleri açıldı ve görmeye başladı. Sonra hep
beraber Mısır’a gittiler. Yusuf Peygamber’in yanına gelince hepsi ona saygı için
eğildiler (Yakup peygamber ve 11 oğlu). Böylece Hz. Yusuf’un küçükken gördüğü
rüya gerçekleşmiş oldu. Surenin sonunda Hz. Yusuf’un bir konuşması
وَرَفَعَ اَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّوا لَهُ سُجَّداًۚ وَقَالَ يَٓا اَبَتِ
هٰذَا تَأْوٖيلُ رُءْيَايَ مِنْ قَبْلُؗ قَدْ جَعَلَهَا رَبّٖي حَقاًّؕ وَقَدْ
اَحْسَنَ بٖٓي اِذْ اَخْرَجَنٖي مِنَ السِّجْنِ وَجَٓاءَ بِكُمْ مِنَ الْبَدْوِ
مِنْ بَعْدِ اَنْ نَزَغَ الشَّيْطَانُ بَيْنٖي وَبَيْنَ اِخْوَتٖيؕ اِنَّ رَبّٖي
لَطٖيفٌ لِمَا يَشَٓاءُؕ اِنَّهُ هُوَ الْعَلٖيمُ الْحَكٖيمُ
“Anne babasını makamına çıkardı. Hepsi onun huzurunda yere kapandılar; Yûsuf
dedi ki: “Babacığım! İşte daha önce gördüğüm rüyanın mânası buymuş; rabbim onu
gerçekleştirdi. Doğrusu rabbim bana lutuflarda bulundu: Beni zindandan çıkardı,
sizi çölden (çıkarıp buraya) getirdi, üstelik şeytan benimle kardeşlerimin
arasını bozduktan sonra! Şüphesiz rabbim dilediğine çok lütufkârdır. Kuşkusuz O
çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.”
(Yusuf,12/100)
Ve duası bulunmaktadır.
رَبِّ قَدْ اٰتَيْتَنٖي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنٖي مِنْ تَأْوٖيلِ
الْاَحَادٖيثِۚ فَاطِرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ اَنْتَ وَلِيّٖ فِي الدُّنْيَا
وَالْاٰخِرَةِۚ تَوَفَّنٖي مُسْلِماً وَاَلْحِقْنٖي بِالصَّالِحٖينَ
“Ey rabbim! Bana iktidar verdin ve bana rüyaların yorumunu da öğrettin. Ey
gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da âhirette de beni yönetip himaye eden sensin.
Müslüman olarak canımı al ve beni iyi kulların arasına kat!”
(Yusuf,12/101). Yusuf suresi ile Allah Mekke’de zor durumda olan Hz. Muhammed ve
ashabına moral vermekte, ileride gerçekleşecek olan hicret ve devlete
hazırlamakta, onların da Hz. Yusuf gibi başarılı olacaklarını müjdelemektedir.
2. GÜÇLÜ MÜMİN
Allah’a İtaatle Güçlenmek
Sonra Ra’d suresi başlar. Burada Kur’ân’ın güç ve kudret sahibi Allah’tan
geldiği ve O’nun gücünün; yerlerin ve göklerin yaratılışı ve sistematik
işleyişinde, diriliş, ilim, gök gürültüsü (ra’d) ve meleklerin itaatinde
görüldüğü zikredilir, insanlar iman ve itaate davet edilir ve
اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِؕ اَلَا بِذِكْرِ
اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُؕ
“Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır.
Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.”
(Rad, 13/28) Kalplerin Allah’ın zikri ile mutmain olacağı açıklanır. Burada
ayrıca güçlü müminin sıfatları da zikredilir:
a. Onlar ahitlerinde dururlar,
b. Allah’ın emrettiği ilkelerden ayrılmazlar,
c. Sabrederler,
d. Namaz kılarlar,
e. İnfak ederler,
f. Kötülüğü iyilikle silerler,
g. Risalete de her zaman tabi olurlar (Rad, 13/19-33).
3. PEYGAMBERLERİN DURUŞU
Güçlü Şahsiyetler/Örnek İnsanlar
Bu cüzde ayrıca İbrahim suresi bulunmaktadır. Kitabın ve peygamberin rehberliği
anlatılmakta; Hz. Musa, Nuh, Ad ve Semud kavimlerinden örnekler verilmektedir.
Ümmetlerin bir kısmı da peygamberlerini reddetmiş, ülkelerinden sürme veya
öldürme ile tehdit etmişlerdi. Aynı şeyler Hz. Muhammed ve ashabı için de söz
konusuydu (İbrahim, 14/3-34). Surenin sonunda ise Hz. İbrahim’in uzun ve güzel
bir duası bulunmaktadır
وَاِذْ قَالَ اِبْرٰهٖيمُ رَبِّ اجْعَلْ هٰذَا الْبَلَدَ اٰمِناً وَاجْنُبْنٖي
وَبَنِيَّ اَنْ نَعْبُدَ الْاَصْنَامَؕ ﴿٣٥﴾
رَبِّ اِنَّهُنَّ اَضْلَلْنَ كَثٖيراً مِنَ النَّاسِۚ فَمَنْ تَبِعَنٖي فَاِنَّهُ
مِنّٖيۚ وَمَنْ عَصَانٖي فَاِنَّكَ غَفُورٌ رَحٖيمٌ ﴿٣٦﴾
رَبَّـنَٓا اِنّٖٓي اَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّتٖي بِوَادٍ غَيْرِ ذٖي زَرْعٍ عِنْدَ
بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِۙ رَبَّـنَا لِيُقٖيمُوا الصَّلٰوةَ فَاجْعَلْ اَفْـِٔدَةً
مِنَ النَّاسِ تَهْوٖٓي اِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ
يَشْكُرُونَ ﴿٣٧﴾
رَبَّـنَٓا اِنَّكَ تَعْلَمُ مَا نُخْفٖي وَمَا نُعْلِنُؕ وَمَا يَخْفٰى عَلَى
اللّٰهِ مِنْ شَيْءٍ فِي الْاَرْضِ وَلَا فِي السَّمَٓاءِ ﴿٣٨﴾
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذٖي وَهَبَ لٖي عَلَى الْكِبَرِ اِسْمٰعٖيلَ وَاِسْحٰقَؕ
اِنَّ رَبّٖي لَسَمٖيعُ الدُّعَٓاءِ ﴿٣٩﴾
رَبِّ اجْعَلْنٖي مُقٖيمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتٖيࣗ
رَبَّـنَا وَتَقَبَّلْ دُعَٓاءِ ﴿٤٠﴾
رَبَّـنَا اغْفِرْ لٖي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنٖينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُࣖ
﴿٤١﴾
35-
İbrâhim şöyle dua etmişti: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve çocuklarımı
putlara tapmaktan uzak tut!
36-
Rabbim! Putlar insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldu. Bundan böyle kim
bana uyarsa o bendendir; kim de bana karşı gelirse artık sen çok bağışlayan, pek
esirgeyensin.
37-
Ey rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını, senin kutsal evinin (Kâbe) yanında
tarıma elverişli olmayan bir vadiye yerleştirdim. Bunu yaptım ki rabbim, namazı
kılsınlar. İnsanların gönüllerini onlara meylettir ve çeşitli ürünlerden onlara
rızık ver ki şükretsinler.
38-Rabbimiz! Şüphesiz ki sen gizlediğimizi de açıkladığımızı da bilirsin. Yerde
ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.
39-
Yaşlılığıma rağmen bana İsmâil’i ve İshak’ı armağan eden Allah’a hamdolsun!
Şüphesiz rabbim duaları kabul edendir.
40-
Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle;
rabbimiz, duamı kabul et.
41-
Rabbimiz! Hesap kurulacağı gün beni, anamı, babamı ve müminleri bağışla.”
(İbrahim, 14/35-41).