HER CÜZDEN ÜÇ MESAJ
YEDİNCİ
CÜZ
Kendilerini sürekli sorgulayan ve hatalarını düzelten insanlar İslam
toplumunu/medeniyetini inşa ederler.
Yedinci
cüzde; Maide suresinin son tarafı ve Enam suresinin ilk yarısı bulunmaktadır. Bu
kısımdaki 3 konu (mesaj):
1. HATALARIN BEDELİ
Maide
suresinin son tarafı helal gıda ve helal kazanç ile tamamlanmaktadır. Bu arada
ayetler bazı hatalar için gerekli olan keffaretleri de açıklamaktadır. Bunlardan
birisi yemin keffareti, diğeri de ihramlıyken kara avı yapan kişinin ödeyeceği
bedel konusudur
لَا يُؤَاخِذُكُمُ اللّٰهُ بِاللَّغْوِ فٖٓي اَيْمَانِكُمْ وَلٰكِنْ يُؤَاخِذُكُمْ
بِمَا عَقَّدْتُمُ الْاَيْمَانَۚ فَكَفَّارَتُهُٓ اِطْعَامُ عَشَرَةِ مَسَاكٖينَ
مِنْ اَوْسَطِ مَا تُطْعِمُونَ اَهْلٖيكُمْ اَوْ كِسْوَتُهُمْ اَوْ تَحْرٖيرُ
رَقَبَةٍؕ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلٰثَةِ اَيَّامٍؕ ذٰلِكَ كَفَّارَةُ
اَيْمَانِكُمْ اِذَا حَلَفْتُمْؕ وَاحْفَظُٓوا اَيْمَانَكُمْؕ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ
اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِهٖ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
“Allah
sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden ötürü sorumlu tutmaz, fakat bilerek
ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefâreti, ailenize
yedirdiğinizin ortalama seviyesinden on fakire yedirmek yahut onları giydirmek
ya da bir köle âzat etmektir. Buna imkânı olmayan ise üç gün oruç tutmalıdır.
Yemin ettiğinizde (bozarsanız) yeminlerinizin kefâreti işte budur. Yeminlerinize
bağlı kalın. Allah âyetlerini sizin için bu şekilde açıklıyor ki şükredesiniz.”
(Maide, 5/89,95). Sonra vasiyet için iki şahit tutma tavsiye edilir
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا شَهَادَةُ بَيْنِكُمْ اِذَا حَضَرَ اَحَدَكُمُ
الْمَوْتُ حٖينَ الْوَصِيَّةِ اثْنَانِ ذَوَا عَدْلٍ مِنْكُمْ اَوْ اٰخَرَانِ مِنْ
غَيْرِكُمْ اِنْ اَنْتُمْ ضَرَبْتُمْ فِي الْاَرْضِ فَاَصَابَتْكُمْ مُصٖيبَةُ
الْمَوْتِؕ تَحْبِسُونَهُمَا مِنْ بَعْدِ الصَّلٰوةِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّٰهِ اِنِ
ارْتَبْتُمْ لَا نَشْتَرٖي بِهٖ ثَمَناً وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبٰىۙ وَلَا نَكْتُمُ
شَهَادَةَ اللّٰهِ اِنَّٓا اِذاً لَمِنَ الْاٰثِمٖينَ
“Ey
iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca vasiyet esnasında içinizden iki âdil
kişi, şayet seyahatte iken başınıza ölüm musibeti gelmişse sizden olmayan başka
iki kişi aranızda (konu hakkında) şahitlik etsin. Eğer (vasiyeti uygularken)
içinize bir şüphe düşerse, bu iki şahidi namazdan sonra alıkorsunuz; “Bunu
yakınımız hatırına da olsa hiçbir bedel karşılığında satmayız ve Allah’ın
buyruğu olan bu tanıklığı asla gizlemeyiz, aksi halde apaçık günahkârlardan
olacağımızda kuşku yoktur” diye Allah’ın adına yemin ederler.”
(Maide, 5/106-108). Surenin sonunda ise havarilerin, gökten mucize bir sofra (maide)
inmesi için Hz. İsa’dan dua etmesini istemeleri ile ilgili bir olay anlatılır.
Sonra bir mucize gerçekleşir. Aslında bu ayet ile yeryüzünün tümünün mucize bir
sofra (maide) olduğu mesajı verilir.
2. HATALAR DÜZELTİLMELİ
Aksi
Takdirde Kişinin Sonu Dinden Uzaklaşmak, Şirk ve Putperestlik Olabilir
Maide
suresinden sonra Enam suresi gelir. Tek parça halinde inen Mekkî bir suredir.
(Bakara, Âl-i İmran, Nisa ve Maide sureleri ise Medenî idi.) Önceki Medenî
surelerde bir vahiy toplumu olan Yahudi ve Hristiyanların bozulma süreçleri ve
hataları anlatılmıştı. Enam suresinde de aslında bir vahiy toplumu olan ve
Hz. İbrahim, İsmail gibi peygamberleri kabul eden Arap cahiliye toplumunun
hataları anlatılmakta, nasıl putperest bir toplum haline geldikleri
açıklanmaktadır. Surenin başında kainatın ve insanın yaratılışı hatırlatılarak
tevhid konusu ve önemi açıklanmaktadır. Sonra cahiliye Araplarının risalet ile
ilgili akıldışı talepleri zikredilmektedir. Onlar peygamberin meleklerden
gönderilmesini istediler. ‘Eğer yeryüzünde melekler yaşasaydı o zaman melek
bir peygamber gönderilirdi.’ şeklinde cevap verildi. Sonra müşriklerin
ahiret ve dünya hayatı ile ilgili yanlış görüşleri tenkit edildi.
3. PEYGAMBERİN TEBLİĞ GÖREVİ
Vahyin
Rehberliğinde Hataları Düzeltmektir
Bu bölümde
Hz. İbrahim (a.s.) örnek verilir. O tevhid inancındaydı. Hz. İbrahim (a.s.)’ın,
tevhid inancını ispat için yıldız, ay ve güneş gibi varlıkların Tanrı
olamayacağına dair bir sorgulaması aktarılır. Çünkü bunlar yok olan/değişen fani
varlıklardır (Enam, 6/74-81). Yıldız, güneş, ay ve diğer varlıkları Allah insan
için yarattı (Enam, 6/96-97), ama insanların bir kısmı bu nimetlere
şükredecekleri yerde, bunları Tanrı edinerek Allah’a şirk koştular. Şirk
gerçekten büyük bir zulümdür (haksızlıktır).
|