Kur'an-I Kerimi Tanıyalım

Yirmi Yedinci Cüzün Özeti
Yirmi Yedinci cüzde Zariyat Sûresinin devamı, Tur, Necm, Kamer, Rahman, Vakıa ve
Hadid Sûreleri bulunmaktadır.
Zariyat Sûresi
1. 31-46
ayetler arasında Lut kavmine gelen azap meleklerinden, Hazreti Musa ve Nuh’un
kavimlerinden bahsedilir.
2. 47-60
ayetler arasında Allah teâlânın yüceliğinden bahsedilir. Göğü kudretle
yaratması, yeri yayması, her şeyden çiftler yaratması anlatılır. Allah’a kaçın,
ona yönelin diye emir verilir. Cinlerin ve insanların yalnızca Allah’a hizmet
etmek için yaratıldığı, öğüt vermenin müminlere fayda vereceği, peygamberin,
yaptığı dini hizmetler karşılığında kimseden rızık beklemediği, Kafirlerin
Allah’tan azabın çabucak gelmesini istemeleri anlatılır.
Tur Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 49 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “et-Tûr”
kelimesinden almıştır. Tûr, dağ demektir. Burada Hz. Mûsâ’ya ilk vahyin geldiği,
Sina Yarımadası’nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir.
Sûrede
başlıca, ahiret hâlleri, kâfirlerin karşılaşacakları ceza, mü’minlerin
mükâfatları konu edilmekte ve müşriklerin Hz. Peygamber hakkındaki batıl
iddiaları reddedilmektedir.
3. 1-16
ayetler arasında kıyametin kesinlikle kopacağını ve kimsenin buna engel
olamayacağı vurgulanır. İman etmeyenlerin ister dayansın ister dayanmasın
cehenneme gireceği anlatılır.
4. 17-28
ayetler arasında cennete girecek kimselerin alacağı nimetler anlatılır. İman
eden ailelerin ailecek cennete girecekleri anlatılır.
5. 29-49
ayetler arasında Allah teâlâ peygamber efendimize “uyar!” diye emreder. Ancak
uyarılara kulak vermeyenlere Allah teâlâ bunun gerekçelerini sorar. Niçin iman
etmiyorlar? Kuran’ın sihir olduğunu mu iddia ediyorlar? Yoksa insan sözü
olduğunu mu söylüyorlar? Yoksa gökleri ve yeri kendileri yaratmış da bundan
dolayı iman etme gereği mi duymuyorlar? Allah teâlâ hazreti peygambere
sabretmesi gerektiği söyler. Sen bizim gözetimimizdesin ve gecenin başında ve
sonunda namaz kıl emriyle Sûre biter.
Necm Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 62 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin başındaki “en-Necm”
kelimesinden almıştır. Necm, yıldız demektir.
Sûrede
başlıca, Kur’an’ın vahiy eseri olduğu vurgulanmakta, herkesin yaptığının
karşılığını göreceği, Allah’ın kudretinin delilleri konu edilmektedir.
6. 1-23
ayetler Hazreti peygamberin ilahî vahye muhatap olduğu, ilahî sözlerin Allah
tarafından korunduğu, Hazreti peygamberin kendi hevasına göre konuşmadığı,
Mekke’nin büyük ve milli putlarının (Lat, Menat ve Uzza) herbirinin insanlar
tarafından uydurulan sahte ilahlar olduğu vurgulanır.
7. 24-32
ayetler arasında insana her arzuladığı şeyin verilmediği, Allah’ın izni olmadan
meleklerin dahi şefaat edemeyeceği, müşriklerin faydasız ilim sahibi oldukları,
zan ile hareket ettikleri, müminlerin ise günahlardan korunmaya çalıştıkları
anlatılır.
8. 33-62
ayetler arasında Allah teâlânın daha önceki ilahi kitaplarda da buyurduğu şu
mesajlar yer alır; kimse kimsenin günahını yüklenemeyecek, insana kendi amelleri
fayda verecek, dönüş Allah’a olacak, güldüren ve ağlatan Allah teâlâdır, zengin
de yapan fakir de yapan odur, yaratan da odur… Son olarak da kıyametin
yaklaştığı, onu kimsenin engelleyemeyeceği vurgusu yapılır ve sadece Allah’a
secde ve ibadet edin emriyle Sûre biter.
Kamer Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 55 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Kamer”
kelimesinden almıştır. Kamer, ay demektir.
Sûrede ana
fikir olarak, Kur’an’ı yalanlayanlar, çeşitli azap ve helâk örnekleri de
verilerek uyarılmaktadır.
9. 1-8
ayetler arasında ayın yarıldığı (Şakk-ul Kamer), kıyametin yaklaştığı,
müşriklerin bunda şüphe duyduğu, kıyamet koptuktan sonra ise gözlerin dehşetle
açılacağı ve herkesin boynunu bükerek o gün çağıranın peşinden gideceği
anlatılır.
10. 9-42
ayetler arasında Nuh kavmi, Âd kavmi, Semud Kavmi, Lut kavmi, Firavun ve
kavminin helak edilme gerekçeleri anlatılır.
11. 43-55
ayetler arasında ise mekkeli müşriklere uyarılar yapılır. Bu kadar kavim helak
edilmişken sizi helak olmaktan kim kurtaracak? Hepiniz hezimete uğrayacaksınız.
Günâhkârların sapmış olduğu ve alevli ateşe girecekleri anlatılır. Son iki
âyette de müttakilerin cennete girecekleri anlatılır ve Sûre biter.
Rahman Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 78 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan ve
Allah’ın sıfatlarından biri olan “er-Rahmân” kelimesinden almıştır.
Sûrede
başlıca, Allah’ın nimetleri, birliğini ve kudretini gösteren kâinat delilleri ve
günahkârların kıyamette karşılaşacakları korku ve şiddet konu edilmektedir.
Sûrede,
edebiyatımızda terciibend denen edebî sanat benzeri bir üslûpla, “Artık
rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?” anlamındaki cümleye
otuz bir defa yer verilmiştir. Sûreyi üç bölümde görmek mümkündür.
12. 1-36
ayetler arasında Allah teâlânın yüceliğinden bahsedilir. Rahman’ın Kuran’ı
öğrettiği, insanı yarattığı, ölçüyü koyduğu, güneş ve ayın onun emrinde olduğu,
insanı ve cinleri yarattığı, denizlerin içinde inci ve mercan gibi nimetlerin
çıkarıldığı ve benzeri bir çok nimet anlatılır. Bu bölümde verilen nimetler
dünyada verilen nimetlerdir.
13. 37-45
ayetler arasında kıyametin kopmasından sonra günâhkârların yüzlerinden
tanınacağından dolayı hesaba bile çekilmelerine gerek kalmayacağı anlatılır.
14. 46-78
ayetler arasında ise Cennette verilecek nimetler anlatılır. Rabbinden korkanlara
iki cennetin verileceği, cennette verilecek nimetlerin çeşitliliği anlatılır.
Hemen hemen her ayetin peşinden bir defa: Öyleyse Rabbinizin hangi nimetini
yalanlarsınız? Uyarısı yapılır.
Vakıa Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 96 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen
“el-vâkı’a” kelimesinden almıştır. Vâkı’a, gerçekleşen, meydana gelen olay
demektir. Burada kıyameti ifade etmektedir.
Sûrede
başlıca, kıyametin kopmasından önceki ve sonraki dehşetli hâller ve insanların
amellerine göre içinde yer alacağı gruplar konu edilmektedir.
15. 1-74
ayetler arasında dört konu yer alır. Kıyametin kopması ve mahşer günü insanların
durumu, cennete gireceklerin elde edeceği nimetler, cehenneme gireceklerin
azapları ve dünyada verilen bazı nimetlerden bahsedilir.
16. 75-96
ayetler arasında Kuran’ın Allah tarafından indirilmiş olduğu ve ona sadece
temizlerin dokunduğu ve bu şekilde peygambere vahyedildiği, son olarak da cennet
ve cehennemin hak olduğu anlatılır ve Sûre biter.
Hadid Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Hadîd”
kelimesinden almıştır. Hadîd, demir demektir.
Sûrede
başlıca, tüm kâinatın Allah’a ait olduğu ve kâinatta dilediği gibi tasarruf
edeceği, Allah’ın dinini yüceltmek için can ve mal ile mücadelenin gerekliliği,
dünya hayatının geçiciliği ve aldatıcılığı konu edilmektedir
Tesbih
ifadesiyle başladıkları için “müsebbihât” diye anılan beş sûrenin ilkidir
(diğerleri Haşr, Saf, Cum‘a ve Tegābün sûreleridir). Bu ve devamındaki dört
sûrenin faziletiyle ilgili olarak şöyle bir hadis rivayet edilmiştir: Hz.
Peygamber yatmadan önce “müsebbihât”ı okur ve bunlarda bin âyetten
faziletli bir âyetin bulunduğunu söylerdi (Tirmizî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 21, “Da‘avât”,
22).
17. 1-19
ayetler arasında Allah teâlânın yüceliğinden bahsedilir. Allah’ın isimleri,
imanın önemi, infak, borç verme, müminlerin nuru, ahirette fidye vererek
cehennemden kurtuluşun olmadığı ve Allah’ın adı anıldığı zaman ürperme zamanının
geldiği anlatılır.
18. 20-29
ayetler arasında dünya hayatının bir oyun ve oyalanma olduğu, insanın başına
gelen herşeyin Allah teâlâ tarafından malum olduğu, demirin bir nimet olsun diye
indirildiği, Hıristiyanların dindarlık amacıyla dinde olmayan şeyler
uydurdukları ve buna kendilerinin dahi riayet etmedikleri anlatılır.
|