DİNÎ KONULARDA HASSAS OLMAK
DİNÎ KONULARDA HASSAS OLMAK
قال الله تعالى
: { ذَلِكَ وَمَن
يُعَظِّمْ
حُرُمَاتِ اللَّهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَّهُ عِندَ رَبِّهِ
[
“...Her kim Allah’ın mukaddes emir ve buyruklarına saygı gösterip o haramlara
dokunmaktan korkup sakınırsa bu durum Allah katında kendisi için daha
hayırlıdır.” ( 22 Hacc 30)
قال الله تعالى
:{ يَا أيها الَّذِينَ
آمَنُوا
إن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ[
“Ey iman edenler!Eğer siz, Allah’ın dinine ve davasına yardım ederseniz, Allah
da size yardım eder, ayaklarınızı İslam hakkını koruma yolunda sağlam tutar.”
(47 Muhammed 7)
649- وعن أبي
مسعود عقبة بن عمرو البدريِّ رَضِيَ اللَّه قال : جاءَ رَجُلٌ إلى النبيِّ صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فقال : إني لأَتأخَّر عَن صَلاةِ الصُّبْحِ مِن أجْلِ
فلان مِمَا يُطِيل بِنَا! فَمَا رَأَيْتُ النَّبِى صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم
غضِبَ في مَوْعِظَةٍ أَشَدَّ مِمَّا غَضِبَ يَومئِذٍ، فقال : يَا أيها النَّاس :
إن مِنْكُم مُنَفِّرِين. فَأَيُّكُم أَمَّ النَّاسَ فَليُوجِز؟ فإن مِنْ ورائِهِ
الكَبيرَ والصَّغِيرَ وَذا الحَاجَةِ .
649: Ebu Mesud Ukbe ibni Amr el Bedri (Allah Ondan razı olsun)şöyle demiştir:
Bir adam peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’e gelerek: “Ben filanın namazı
uzatması yüzünden sabah namazına gelemiyorum dedi. Ben peygamber (sallallahu
aleyhi vesellem)’i hiç bir konuşmasında o günkü kadar öfkeli görmedim. Şöyle
buyurdu: “Ey insanlar aranızda insanları namaz ve ibadetlerden usandıranlar var
sizden kim imamlık yaparsa namazı kısa kıldırsın zira arkasında namazı kılanlar
arasında yaşlı olanı, çocuğu olanı ve iş güç sahibi olanı var.” (Buhari, İlim
28, Müslim, Salat 128)
650- وعن عائشة
رضي اللهُ عَنْهَا قالت : قَدِمَ رسُولُ الله رَضِيَ اللَّه فِي سَفَرٍ، وقَد
سَترْتُ سَهوَةً لي بِقرامِ فيهِ تَمَاثِيلُ، فَلمَّا رَآهُ رسولُ الله صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وسَلَّم هَتكَهُ وتَلَوَّنَ وجهُهُ وَقال : يَا عَائِشَةُ, أَشَدُّ
النَّاسِ عَذَاباً عِنْدَ الله يَوْمَ القِيامَةِ الَّذِينَ يُضَاهُونَ بِخَلْقِ
الله.
650: Aişe (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahu aleyhi
vesellem)sefer dönüşünde, evin önündeki sandık üzerine veya kapının giriş
kısmına üzerinde resimler olan bir perde ile örtmüştüm. Rasûlüllah (sallallahu
aleyhi vesellem) perdeyi görünce çekip yırttı yüzünün rengi değişti ve: “Ya Aişe
kıyamet günü en çetin azaba uğrayacak kimseler yaptıklarını Allah’ın
yaptıklarına benzetmeye kalkanlardır.” (Buhari, Libas 9, Müslim, Libas 92)
651- وعنها أن
قرَيشاً أَهَمَهُم شَأن المَرأَةِ المَخزُومِيَةِ التي سَرَقَت فقالوا : من
يُكَلِّمُ فِيها رسولَ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ؟ فقالوا: مَن
يَجْتَرىءُ عَلَيْهِ إلا أُسَامَةُ بنُ زَيْدٍ حِبُّ رسولِ الله صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وسَلَّم ؟ فكلمه أسامة. فقال رسولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم :
أتشفَعُ في حَدّ مِن حُدُودِ الله ؟ ثم قامَ فَاخْتَطَبَ ثم قال : إنما أَهْلَكَ
مَنْ قَبلَكُم إنهُم كانوا إذا سَرَقَ فيهِمُ الشَّرِيفُ تَرَكُوهُ، وإذا سَرَقَ
فيهِم الضعِيْفُ أَقامُوا عَلَيهِ الحد, وَأيْمُ الله، لوأن فَاطِمَةَ بنتَ محمد
سَرَقَت لَقَطَعْتُ يَدَها .
651: Yine Aişe (Allah Ondan razı olsun)’dan rivâyet edildiğine göre Mahzum
kabilesinden hırsızlık yapan bir kadının durumu Kureyşlileri pek üzmüştü. Bunun
üzerine, bu konuyu Rasûlüllah (sallallahu aleyhi vesellem)’le kim görüşebilir?
Diye kendi aralarında konuştular. Buna ancak peygamberin sevgili dostu Üsame’den
başka kimse cesaret edemez dediler. Üsame durum hakkında Rasûlüllah (sallallahu
aleyhi vesellem) ile konuştu. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahu aleyhi
vesellem) Üsame’ye:
“Allah’ın koyduğu cezalardan birinin uygulanmaması için aracılık mı
yapıyorsun?dedi, sonra kalktı bir konuşma yaptı ve şunları söyledi:
“Sizden önce toplulukların helak olmalarının başlıca sebebi içlerinden soylu
biri hırsızlık yapınca ona dokunmayıp, zayıf ve kimsesiz biri hırsızlık yapınca
ona ceza vermeleriydi. Allah’a yemin ederim ki; Fatıma hırsızlık etseydi onun da
elini keserdim.” (Buhari enbiya 54, Müslim Hudud 8).
652- وعن أنس
رَضِيَ اللَّه أن النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم رَأَى نخَامَةً في
القِبلَةِ، فشقَ ذلِكَ عَلَيهِ حتَّى رُؤيَ في وَجهه، فَقَامَ فَحَكَّهُ بِيَدِهِ
فقال : إن أَحَدكم إذا قَامَ في صَلاتِهِ فَإنهُ يُنَاجِي رَبَّه، وإن رَبَّهُ
بِيْنَهُ وَبَينَ القبْلَةِ، فَلا يَبْزُقَنَّ أَحَدُكُم قِبلَ القِبْلَةِ، ولكِنْ
عَن يسَارِهِ، أَوْ تَحتَ قَدَمِهِ ثُمَّ أخذ طَرَفَ رِدَائِهِ فَبَصَقَ فيهِ، ثَم
رَدَ بَعْضَهُ عَلى بَعْضٍ فقال : أَوْيَفْعَلُ هكَذَا .
4/652: Enes (Allah Ondan razı olsun)’dan rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahu
aleyhi vesellem) mescidin kıble duvarında bir tükürük gördü o kadar üzüldü ki
üzüntüsü yüzünden belli idi. Sonra kalkıp onu bizzat eliyle temizledikten sonra
şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz namaza durduğu zaman Rabb’ine yönelip O’na münacaatta bulunur.
Rabbi ise kıble ile kendi arasındadır. O halde hiç biriniz kıbleye karşı
tükürmesin. Tükürmek mecburiyeti hasıl olursa(mescid dışında ise) sol tarafına
veya ayağının altına tükürsün. (Eğer mescidin içinde ise)Sonra cübbesinin ucunu
tuttu içine tükürüp kumaşı katladı veya böyle yapsın” buyurdu. (Buhâri salat 34,
Müslim Mesacid 50)
|