İNSANLARI YAPTIKLARINA GÖRE DEĞERLENDİRMEK, İÇ HÂLLERİNİ ALLAH’A BIRAKMAK
İNSANLARI YAPTIKLARINA
GÖRE DEĞERLENDİRMEK, İÇ HÂLLERİNİ ALLAH’A BIRAKMAK
قال الله تعالى :
{ فَإن تَابُوا وَاَقَامُوا الصَّلاَةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ فَخَلُّوا سَبِيلَهُمْ.
[
“... Eğer dönüp tevbe
ederlerse, tevbe ve imanlarının gereği namazı kılarlar zekatı da verirlerse
artık onları serbest bırakın...” (9 Tevbe 5)
1/391- عَنِ بْنِ
عُمَرَ رضي اللهُ عَنْهُمَا قال : قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم
: أمرتُ أن أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَشْهَدُوا أن لاَ إِلَهَ إلا اللَّهُ, وَأن
مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّه,ِ وَيُقِيمُوا الصَّلاَةَ, وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ, فَإذا
فَعَلُوا ذلِكَ, عَصَمُوا مِنِّي, دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ, إلا بِحَقِّ
الإسلام وَحِسَابُهُمْ عَلَى اللَّهِ .
391: Abdullah İbni Ömer
(Allah Onlardan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu
aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:
“Ben Allah’tan başka ilah
bulunmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehadet edip namazı dosdoğru
kılıncaya, zekatı hakkıyla verinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum.
Bunları yaptıkları takdirde kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar.
İslamın gerektiği haklardan olan had ve cezalar bunun dışındadır. Onların gizli
hallerinin hesabı Allah’a aittir.” (Buhari, İman 17, Müslim, İman 32)
392- عَنْ اَبِى
عَبْدِ اللهِ طَارِقِ بْنِ اَشْيَمَ رَضِيَ اللَّه قال : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ
صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَقُولُ : مَنْ قال : لاَ إِلَهَ إلا اللَّهُ,
وَكَفَرَ بِمَا يُعْبَدُ مِنْ دُونِ اللَّهِ, حَرُمَ مَالُهُ وَدَمُه,ُ وَحِسَابُهُ
عَلَى اللَّهِ.
392: Ebu Abdullah Tarık ibni
Eşyem (Allah Ondan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu
aleyhi vesellem)’in şöyle buyurduğunu işitmiştir:
“Her kim Allah’tan başka
gerçek ilah yoktur der ve Allah’ın dışında ibadet edilip saygı duyulanları inkar
ederse onun malı ve canı haramdır, dokunulamaz. Gizli hallerinin hesabı ise
Allah’a aittir.” (Müslim, İman 37)
393- عَنِ
الْمِقْدَادِ بْنِ ألاسْوَدِ رَضِيَ اللَّه قال : قُلْتُ لِرَسُولِ اللَّهِ صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : أَرَأَيْتَ إن لَقِيتُ رَجُلاً مِنَ الْكُفَّارِ
,فَاقْتَتَلَتَا فَضَرَبَ إِحْدَى يَدَيَّ بِالسَّيْفِ فَقَطَعَهَا, ثُمَّ لاَذَ
مِنِّي بِشَجَرَةٍ. فَقال : أسلمتُ لِلَّهِ أََقْتُلُهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ بَعْدَ
أن قالهَا؟ قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : لاَ تَقْتُلْهُ،
فَقُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ قَدْ قَطَعَ إحدى يَدِي, ثُمَّ قال ذَلِكَ
بَعْدَما قَطَعَهَا؟! قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : لاَ
تَقْتُلْهُ, فَإن قَتَلْتَهُ, فَإنهُ بِمَنْزِلَتِكَ قَبْلَ أن تَقْتُلَهُ, وَإنكَ
بِمَنْزِلَتِهِ قَبْلَ أن يَقُولَ كَلِمَتَهُ الَّتِي قال .
393: Ebu Mabed Mikdad ibni
Esved (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Ben Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem)’e dedim ki:
-Kafirlerden biriyle
karşılaşsam vuruşurken ellerimden birini kılıçla vurup koparsa sonra da benden
kurtulmak için bir ağacın arkasına sığınıp: Ben müslüman oldum, dese onu
öldürebilir miyim? Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem):
-Sakın onu öldürme! buyurdu.
Ben de:
-Ey Allah’ın Rasulü! Adam
benim iki elimden birini kopardıktan sonra bu sözü söylüyorsa, dedim. Bunun
üzerine:
-Sakın öldürme, eğer onu
öldürürsen o senin kendisini öldürmezden önceki durumundadır. Sen ise onun o
sözü söylemeden önceki durumuna düşmüş olursun”, buyurdu. (Buhari, Megazi 12,
Müslim, İman 155)
394- عَنْ
أُسَامَةَ بْنَ زَيْدِ رضي اللهُ عَنْهُمَا قال : بَعَثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم إِلَى الْحُرَقَةِ مِنْ جُهَيْنَةَ, فَصَبَّحْنَا
الْقَوْمَ عَلَى مِيَاهِهِمْ, وَلَحِقْتُ أنا وَرَجُلٌ مِنَ الأنصار رَجُلاً
مِنْهُم, فَلَمَّا غَشِينَاهُ قال :لاَ إِلَهَ إلا اللَّهُ فَكَفَّ عَنْهُ
الأنصاري, وَطَعَنْتُهُ بِرُمْحِي حَتَّى قَتَلْتُه,ُ فَلَمَّا قَدِمْنَا
الْمَدِينَةَ بَلَغَ ذَلِكَ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فَقال لِي
يَا أُسَامَةُ : أَقَتَلْتَهُ بَعْدَ مَا قال : لاَ إِلَهَ إلا اللَّه؟ قُلْتُ يَا
رَسُولَ اللَّهِ إنما كان مُتَعَوِّذًا , فَقال : أَقَتَلْتَهُ بَعْدَ مَا قال :
لاَ إِلَهَ إلا اللَّهُ؟! قال : فَمَا زَالَ يُكَرِّرُهَا عَلَيَّ حَتَّى
تَمَنَّيْتُ إني لَمْ أَكُنْ أسلمتُ قَبْلَ ذَلِكَ الْيَوْمِ.
وَفِى رِوَايَةٍ:
فَقال رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : أَقال : لاَ إِلَهَ إلا
اللهُ وَقَتَلْتَهُ؟! قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ إنما قالهَا خَوْفًا مِنَ
السِّلاَحِ, قال : أَفَلاَ شَقَقْتَ عَنْ قَلْبِهِ حَتَّى تَعْلَمَ أَقالهَا أَمْ
لاَ؟! فَمَا زَالَ يُكَرِّرُهَا حَتَّى تَمَنَّيْتُ أني أسلمتُ يَوْمَئِذٍ .
394: Üsame ibni Zeyd (Allah
Onlardan razı olsun) şöyle demiştir: Rasulullah bizi Cüheyne kabilesine ait
Huraka mevkiindeki halka göndermişti. Sabahleyin onları sularının başında
bastırdık. Ben ve Ensardan bir kişi onlardan bir adama ulaştık. Biz üzerine
yürüyünce adam Lâ ilâhe illallah = Allah’tan başka ilah yoktur, dedi. Bunun
üzerine Ensardan olan arkadaşım onu bıraktı. Ben mızrağımı ona sapladım ve adamı
öldürdüm. Medine’ye geldiğimizde Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)
durumdan haberdar oldu ve:
-Ey Üsame Lâ ilâhe illallah
dedikten sonra adamı öldürdün mü? buyurdu. Ben:
-Ya Rasulallah o adam bu sözü
ancak canını kurtarmak üzere söyledi, dedim. Peygamber (sallallahu aleyhi
vesellem) tekrar:
-Lâ ilâhe illallah dedikten
sonra adamı öldürdün mü? diye yine sordu ve bu sözü o kadar çok tekrarladı ki, o
günden önce müslüman olmamış olmayı bile temenni ettim. (Buhari, Diyet 2,
Müslim, İman 158)
* Müslim’in değişik bir
rivayeti şöyledir: Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem):
-Adam Lâ ilâhe illallah
dediği halde sen onu öldürdün öyle mi?
-Ya Rasulallah o bu sözü
sadece silahtan korktuğu için söyledi, dedim. Peygamber (sallallahu aleyhi
vesellem) ise:
-Kalbini mi yardın korkudan
söyleyip söylemediğini ne biliyorsun, buyurdu. Bu sözü o kadar çok tekrarladı ki
ilk olarak o gün müslüman olmayı temenni ettim. (Müslim, İman 158)
395- عَنْ
جُنْدُبِ بْنِ عَبْدِ اللهِ رَضِيَ اللَّه أن رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وسَلَّم بَعَثَ بَعْثًا مِنَ الْمُسْلِمِينَ إِلَى قَوْمٍ مِنَ
الْمُشْرِكِينَ , وَإنهُمُ الْتَقَوْا , فَكان رَجُلٌ مِنَ الْمُشْرِكِينَ إذا
شَاءَ أن يَقْصِدَ إِلَى رَجُلٍ مِنَ الْمُسْلِمِينَ قَصَدَ لَهُ فَقَتَلَهُ, وَإن
رَجُلاً مِنَ الْمُسْلِمِينَ قَصَدَ غَفْلَتَهُ, قال : وَكُنَّا نُتحَدَّثُ أنهُ
أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ, فَلَمَّا رَفَعَ عَلَيْهِ السَّيْفَ, قال : لاَ إِلَهَ إلا
اللَّهُ فَقَتَلَهُ, فَجَاءَ الْبَشِيرُ إِلَى النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ
وسَلَّم فَسَأَلَه,,فَأَخْبَرَهُ, حَتَّى أَخْبَرَهُ خَبَرَ الرَّجُلِ كَيْفَ
صَنَعَ, فَدَعَاهُ فَسَأَلَه,ُ فَقال : لِمَ قَتَلْتَه؟ُ قال : يَا رَسُولَ اللَّهِ
أَوْجَعَ فِي الْمُسْلِمِينَ وَقَتَلَ فُلانا وَفُلانا, --وَسَمَّى لَهُ نَفَرًا
-وَإني حَمَلْتُ عَلَيْهِ, فَلَمَّا رَأَى السَّيْفَ قال : لاَ إِلَهَ إلا اللَّهُ,
قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : أَقَتَلْتَه؟ قال : نَعَمْ, قال
: فَكَيْفَ تَصْنَعُ بِلاَ إِلَهَ إلا اللَّهُ, إذا جَاءَتْ يَوْمَ الْقِيَامَة ؟
قال : يَا رَسُولَ اللَّهِ اسْتَغْفِرْ لِي. قال : وَكَيْفَ تَصْنَعُ بِلاَ إِلَهَ
إلا اللَّهُ إذا جَاءَتْ يَوْمَ الْقِيَامَة؟ قال : فَجَعَلَ لاَ يَزِيدُهُ عَلَى
أن يَقُولَ: كَيْفَ تَصْنَعُ بِلاَ إِلَهَ إلا اللَّهُ إذا جَاءَتْ يَوْمَ
الْقِيَامَةِ .
395: Cündüb ibni Abdullah
(Allah Ondan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu
aleyhi vesellem) müslümanlardan bir müfrezeyi müşriklerden bir kavme
göndermişti. Bunlar müşriklerle karşılaşınca müşriklerden bir adam
müslümanlardan istediğine saldırıp öldürüyordu. Müslümanlardan bir kimse de onun
boş bulunacağı bir anı gözlüyordu. Bu kimsenin Üsame ibni Zeyd olduğunu konuşup
duruyorduk. Üsame kılıcını çekip adamı öldüreceği sırada o kimse: Lâ ilâhe
illallah dedi. Fakat Üsame onu yine de öldürdü. Peygamber efendimize müjdeci
geldi. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) ona ordunun durumunu sordu. O
da olup biteni kendisine haber verdi. Hatta Üsame’nin ve o adamın durumunu da
anlattı. Bunun üzerine Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Üsame’yi çağırdı
ve ona:
-Adamı niçin öldürdün? diye
sordu. Üsame:
-Ya Rasulallah o adam
müslümanların canını yaktı, falanı, filanı öldürdü, diyerek birkaç şehidin
isimlerini saydı ve sözüne şöyle devam etti. Ben onun üzerine yürüdüm, kılıcı
görünce Lâ ilâhe illallah dedi. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)
efendimiz: “Öyle diyen adamı öldürdün mü?” diye sordu. Ben evet deyince
Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): “Lâ ilâhe illallah diyen adam kıyamet
günü karşına geldiğinde ne yapacaksın? dedi. Üsame ibni Zeyd: Ya Rasulallah!
Allah’tan beni bağışlamasını dile, dedi. Fakat Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem): “Lâ ilâhe illallah diyen adam kıyamet günü karşına geldiğinde ne
yapacaksın? demekten başka bir şey söylemiyordu. Hep bu sözü tekrar ediyor .
(Müslim, İman 160)
396- عَنْ
عَبْدَاللَّهِ بْنَ عُتْبَةَ قال : سَمِعْتُ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ رَضِيَ اللَّه
يَقُولُ: إن أناسًا كانوا يُؤْخَذُونَ بِالْوَحْيِ فِي عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ
صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم , وَإن الْوَحْيَ قَدِ انقَطَعَ, وَإنما نَأخذكُمُ
الآن بِمَا ظَهَرَ لَنَا مِنْ أَعْمَالِكُمْ, فَمَنْ أَظْهَرَ لَنَا خَيْرًا,
أَمِنَّاهُ وَقَرَّبْنَاه, وَلَيْسَ إِلَيْنَا مِنْ سَرِيرَتِهِ شَيْءٌ اللَّهُ
يُحَاسِبُهُ فِي سَرِيرَتِهِ, وَمَنْ أَظْهَرَ لَنَا سُوءًا, لَمْ نَأْمَنْهُ
وَلَمْ نُصَدِّقْهُ, وَإن قال : إن سَرِيرَتَهُ حَسَنَةٌ.
396: Abdullah ibn Utbe ibni
Mes’ud der ki: Ömer ibni Hattab (Allah Ondan razı olsun) şöyle derken işittim:
Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem) zamanında Allah tarafından gelen vahiy sayesinde insanlar her
halleriyle yargılanmak durumundaydılar. Bugün vahiy kesilmiştir. Bunun için biz
sizleri şu anda apaçık belli olan davranışlarınız sebebiyle hesaba çekeriz.
Dolayısıyla bize iyi davranışlar gösteren kimseyi güvenilir kimse bilir ona
yaklaşırız. Onun gizli hallerinden hiçbir şeyi araştırmak bize düşmez. O gizli
hallerinin hesabını Allah görür. Bize karşı kötü davranışlar sergileyen bir
kimseyi de güvenilir bulmayız. Niyetinin iyi olduğunu söylese bile kendisinden
emin olmaz ve ve kendisini doğrulamayız. (Buhari, Şehadet 5)
|