Peygamberimizin ahlakının en mühim bir hususiyeti, Allah vergisi oluşudur. Allah, O’nu kusursuz, eksiksiz, mümtaz bir şekilde yaratmıştır. O’nu terbiye eden, edep ve ahlakın en seçkin özellikleriyle süsleyen Yüce Rabbidir. O Şöyle buyurmuştur “Beni Rabbim terbiye etti terbiyemi ne kadar güzel yaptı.”
Dünya hayatı yaratıldığından beri, düzen ve intizam içinde hareket etmesi ve insanların huzur ve saadet içinde yaşaması, akıl tutulmaları, zihin bulanıklıkları ortadan kaldırılması ve sapkınlıkların, fesatlıkların son bulması, yol ve yön tayini, hak ve batılın birbirinden ayrılması için alemleri ve dünyamızı şenlendiren ve güzelleştiren Peygamberler gönderilmiştir.
İslam dini, insanların hayatlarını çalışarak kazanmalarına büyük önem verir. Bunun için Müslüman ilim adamları çalışıp kazanmayı tıpkı ilim öğrenmek gibi farz kabul etmişlerdir. Kişinin, kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdürebilmesi, çoluk çocuğunun nafakasını temin etmesi amacıyla meşru yoldan çalışıp kazanması da farz olarak kabul edilmiştir.
Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, "Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız" dedikleri vakit, (onları) bir görsen! (Secde suresi 12)
İnsanı hem dünya hem de ahiret saadetinden mahrum eden kötü huylardan biri de cimriliktir. Cimrilik’, müslümanın kendi malından vermesi gereken kişi ve yerlere gerektiği kadar ve zamanında vermemesi ve malını elinde tutmasıdır.
Cimrilik, mal ve parayı biriktirip infak etmemektir. Kur’ân’da cimrilik, Allah’ın insana verdiği mal ve parayı biriktirip, Allah’ın emrettiği şekilde infak etmemek anlamında kullanılmaktadır:
Büyük fırtına yaklaşıyor. Her geçen gün zaman yenileniyor ama insan eskiyor ve var olan zamanını tüketiyor. Gün geçtikçe nefes sayıları azalıyor. Ölüm habercileri devrede, hastalanma, saçların dökülüp beyazlaşması, yakınlarından ölüm haberleri…
Allah'ın Zatına İnanmak: Kainatın zerresini ve tümünü yaratan ve yaşatan, yok edip yeni bir âlem kuracak olan mutlak kudret ve kuvvet sahibi, benzeri ve ortağı olmayan, hiçbir dengi bulunmayan, hiçbir şeye muhtaç olmayan, herşeyin kendisine muhtaç olduğu gerçek mabud, ezeli ve ebedi olan Allah'a inanmaktır.
Îman, kalbin amelidir. Çünkü imanın yeri kalptır. Kuran’ı Kerimde imanın kalbe ait bir salih amel olduğu, Nuh (a.s.)’ın oğlunun Allah’ı inkar ve isyan etmesini “salih olmayan bir amel” işlediği ifade edilerek bildirilmiştir:
İmanda etkili olan organ veya organlar hangileridir? Bu konuda farklı değerlendirmeler olmakla beraber, imanda etkili olan organ kalptir. Bir kimse, Peygamberimizi, Allah tarafından getirdiği kesin olarak bilinen her şeyde kalbi ile tasdik ediyor ve doğruluğuna inanıyorsa -bunu her hangi bir sebeple dili ile ikrar etmese de- Allah katında mü'mindir.