Namaz dinin direği, ibadetlerin en üstünüdür. Yüce Allah'a karşı en önemli ibadet görevimiz günde beş defa kıldığımız namazlarımızdır. Erginlik çağına gelen, akıllı her müslümana günde beş vakit namaz kılmak farzdır.
Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir. (Ankebut, 29/45)
Namazın kelime anlamı: ‘’Dua, hayırla dua’’ olup, müslümanların yaptıkları, bazı hareketleri de kapsayan bir ibadet türü. Arapçası "salât" olup, çoğulu "salavât"tır.
Bugünkü Cuma sohbetimiz, mü’minin miracı, vazgeçilmezi, gözbebeği, dinin direği, mü’mini kâfirden ayıran en belirgin özellik olan namaz hakkında olacaktır.
İnsanlık tarih incelendiğinde görülüyor ki, insanlar mensub oldukları peygamberlerinden zaman bakımından uzaklaştıkça eski dinlerinden kalma bazı inanç ve âdetleri yeniden canlandırmışlardır. Tevhid inancından saparak eski batıl inançlarına dönmüşlerdir. İnsanlığı TEVHİD inancına davet için gönderilen peygamberler de sürekli karşılarında bu tür insanları bulmuşlardır. Peygamberlerin izinden gelen gerçek din âlimleri yanlış inanç ve hurafelerle mücadeleye devam etmişlerdir.
Tarih boyunca toplumları adeta kanser hücreleri gibi sararak, olumsuz yönde etkileyen, durağanlaştıran ve çağın gerisinde bırakan etkenlerin başında, hurafe ve batıl inanışlar gelmiştir.
Bu sohbetimizde dini yaşantımızda olmaması gereken ancak maalesef varlığı hala tazeliğini koruyan içtimai bir rahatsızlığımızdan bahsetmek istiyorum. Bu insanların dinden sapma gösterip kendiliklerinden ortaya koydukları bid’at ve hurafelerdir.
Yapılması gerekenlerin belki de en önemlisi ülkemizin, toplumda yaygın olan hurafeler açısından bir inanç haritasının çıkarılarak, o yönde ciddi ilmî araştırmalar yapılması ve araştırma sonuçlarının topluma çeşitli vasıtalarla intikal ettirilerek, toplumun bir tür eğitime tabi tutulmasıdır. Bunlar, çeşitli platformlarda, ilmi toplantılarda, konferanslarda gündeme getirilmek suretiyle konunun ciddiyeti topluma ihsas ettirilmelidir. Kur’an-ı Kerim, şu gerçekleri ifade eder:
Yapılan ibadet ve işlerde gösterişe yer vermeme, ibadet ve taatta riyadan uzaklaşma hali ve kalbin safasına keder veren şeyden, kalbi uzak tutmak. Sırf Allah rızasını düşünmek, ona göre hareket etmek ve sadece Allah için ibadet etmek.